Türk ve mukayeseli ceza hukukunda gönüllü vazgeçmede “gönüllülük” şartı
Abstract
Türk Ceza Kanunu ve birçok ülke mevzuatı failin, gönüllü olarak suçun icrasın- dan vazgeçmesi veya suçun tamamlanmasına mani olması halinde cezalandırılmayacağı yolunda bir hükme yer vermektedir. Gönüllü vazgeçme müessesinin şartları arasında ge- rek nazari gerek tatbiki olarak yorum güçlükleri, en çok “gönüllülük” şartının muhteva ve kapsamı bakımından ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada evvela teşebbüs ve gönüllü vaz- geçme hükümleri arasında ele alınarak, meseleye bütüncül bir bakış açısı kazandırılmaya çalışılmıştır. Akabinde Almanya, Avusturya, İsviçre, İngiltere ve İtalya Ceza Hukukla- rında gönüllü vazgeçme müessesine ilişkin düzenlemeler ele alınmış, gönüllülük şartına ilişkin öğreti ve uygulama tetkik ve tahlil edilmiştir. Bu ülkelerin bir kısmı Türk Hukuku üzerindeki tesirleri, diğerleri ise gönüllü vazgeçme bakımından benimsedikleri farklı yak- laşımlar nedeniyle çalışmaya dâhil edilmiştir. Türk Ceza Hukuku’nda gönüllülük şartı ise tarihsel gelişim seyri içinde ele alınmış, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dönemi öğreti ve uygulaması ise ayrı bir başlık altında incelenmiştir. Çalışmanın netice kısmında ise gönüllülük unsurunun muhtevası hususunda çalışma boyunca incelenen görüşleri hülasa etmeye ve mesele hakkındaki kanaatimizi ortaya koyduk. The Turkish Penal Code and penal codes in various jurisdictions contain a rule on witdrawal from attempt. Accordingly a person shall not be punished for the attempt, if he voluntarily abandons his effort to commit the crime or prevents its completion. The issue of interpretation and delimitation of the scope of the institute of voluntary abandonment is a common issue in such jurisdictions. This study deals firstly with the issue of the relation between the norms of attempt and voluntary abandonment. The following section of the study is dedicated to analysis of law and doctrine of voluntary abandonment in comparative criminal law, including German, Austrian, Swiss, French, Italian and English criminal law systems. These jurisdictions have been selected for this study either because of their very influence upon Turkish legal system or their particularities in regard to regulation of voluntary abandonment and the content and limitis of the requirement of voluntariness. The section on Turkish law on voluntary abandonment analysed in its historical development, and the contemporary doctrine and jurisprudence on the condition of voluntariness is the subject of a distinct section. In conclusion, we have summed up the main findings as well as our own view with respect to the interpretation and content of the voluntariness requirement.