Crisis of liberal hegemony and the US
Citation
Fida, Z , Kazmi, A . (2021). Crisis of Liberal Hegemony and the US . İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi , 9 (18) , 48-58Abstract
In the contemporary complex world, strain on the world order led by liberal hegemonic state of the
United States seems obvious. In the Post-Cold war era, being swayed by the demise of the Soviet empire and the
American exceptionalism, the United States pursued ideals of progressive liberalism which favored promotion of
democracy, free market capitalism, international institutions and protection of human rights around the globe.
Progressive liberal values were upheld and propagated by the United States in the unipolar world. The US policy
makers desired that their domestic political and economic ideals should be emulated by the entire world. Because
progressive liberals believed that compatibility between the US domestic political and economic structures and
international system will lead towards sustainable peace in the world. Thus, in the absence of peer competitors,
the US pursued the policy of global domination being favored by progressive liberals. However, the US policy of
global domination backfired when the US used force unilaterally during its campaign on War on Terror and had
little appreciation of the use of force in Afghanistan and Iraq. Moreover, the unilateral policy initiatives of the US
President Donald Trump such as withdrawal from the Paris Climate agreement, Iran Nuclear deal and the Trump
Peace plan for the Middle East have also undermined liberal world order based on the global norm of
multilateralism. On the other hand, the rise of China as a great power and the Russian resurrection pose severe
challenges to the US dominance in world affairs. Çağdaş karmaşık dünyada, Amerika Birleşik Devletleri'nin liberal hegemonik devletinin önderlik ettiği
dünya düzeni üzerindeki baskı bariz görünüyor. Soğuk Savaş sonrası dönemde, Sovyet imparatorluğunun çöküşü
ve Amerikan istisnacılığının etkisinde kalan Amerika Birleşik Devletleri, dünya çapında demokrasi, serbest piyasa
kapitalizmi, uluslararası kurumlar ve insan haklarının korunmasını destekleyen ilerici liberalizm ideallerini takip
etti. İlerici liberal değerler, tek kutuplu dünyada Birleşik Devletler tarafından desteklendi ve yayıldı. ABD'li
politika yapıcılar, kendi iç siyasi ve ekonomik ideallerinin tüm dünya tarafından örnek alınmasını istediler. Çünkü
ilerici liberaller, ABD'nin iç siyasi ve ekonomik yapıları ile uluslararası sistem arasındaki uyumluluğun dünyada
sürdürülebilir barışa yol açacağına inanıyorlardı. Böylece, emsal rakiplerinin yokluğunda ABD, ilerici liberaller
tarafından tercih edilen küresel egemenlik politikasını izledi. Bununla birlikte, ABD Teröre Karşı Savaş
kampanyası sırasında tek taraflı olarak güç kullandığında ve Afganistan ve Irak'ta güç kullanımını çok az takdir
ettiğinde, ABD'nin küresel egemenlik politikası geri tepti. Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ın Paris İklim
Anlaşması'ndan çekilmesi, İran Nükleer Anlaşması ve Trump'ın Ortadoğu için Barış Planı gibi tek taraflı politika
girişimleri de küresel çok taraflılık normuna dayalı liberal dünya düzenini baltaladı. Öte yandan, Çin'in büyük bir
güç olarak yükselişi ve Rusya'nın yeniden dirilişi, ABD'nin dünya meselelerindeki egemenliğine ciddi meydan
okumalar getiriyor.