Gray’in pekiştireç duyarlılık teorisi ve psikopatoloji

View/ Open
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2018Kind
bookPartMetadata
Show full item recordAbstract
Giriş: Pekiştireç Duyarlılık Teorisi (PDT), pekiştirece duyarlılığın ve kişiliğin yanı sıra
psikopatolojide de gözlemlenen bireysel farklılıkların altında yatan Davranışsal İnhibisyon Sistemi (DİS), Davranışsal Aktivasyon Sistemi (DAS) ve Dövüş-Kaç Sistemi
(DKS) olarak kavramsallaştırılan beynin üç majör alt sistemi olduğunu ileri süren
nörobiyolojik temelli bir teoridir (Corr, 2004, 2008; Gray & Mc Naugthon 2000).
Kişilikle ilgili motivasyon temelli teorilerinden biri olan PDT, günümüzde en fazla
araştırılan ve yorumlanan teoriler arasında yer almaktadır (Smillie & Jackson, 2006;
Dissabandara & ark., 2012).
Bu çalışmadaki temel amacımız, Pekiştireç Duyarlılık Teorisi’nin psikopatolojiye
ilişkin temel varsayımlarını ve bu teoride yer alan sistemlerle spesifik psikopatoloji
türleri arasındaki ilişkilere yönelik yapılan çalışmalardan örnekler sunarak sonuçları tartışmaktır. PDT ve psikopatoloji konusunda yurtdışında sayısız çalışma olmasına rağmen bu konuda ülkemizde birkaç çalışma dışında araştırma bulunmamaktadır. Bu nedenle çalışmamızın ikincil amacı, ülkemiz araştırmacılarının dikkatini bu
teoriye çekerek bu konuda çalışmalar yapılmasına katkı sağlamaktır.
Eysenck’in kişilik teorisinde (PEN Model) kişiliğin temel boyutları psikotisizm,
dışadönüklük ve nörotisizmdir. Bu teoriye göre, kişiliğinin bu üç boyutla sınıflandırılmasının yanı sıra bu boyutlardaki uçlarda oluş ve boyutların karşılıklı etkileşimleri psikopatolojiyle ilgilidir ve psikiyatrik bozukluklar esas itibariyle normallikle
bağlantılı ve onun sürekliliği olarak ele alınmalıdır (Eysenck, 1987). Gray’in teorisinde ise (1970, 1991) temel kişilik boyutları “anksiyete” ve “dürtüsellik” olarak adlandırılmıştır. Anksiyete boyutu cezayla duyarlılıkla dolayısıyla DİS faaliyetiyle ilişkiliyken dürtüsellik boyutu ödüle duyarlılıkla dolayısıyla DAS faaliyetiyle ilişkilidir.
PDT’de dışadönüklük yüksek DAS düşük DİS faaliyetinin, içedönüklük ise tersine bir
durum olan yüksek DİS düşük DAS faaliyetinin sonucu olarak değerlendirilir. Gray’in
teorisinde nörotisizm ise DİS ve DAS’ın ortak faaliyetinin bir sonucu olarak tanımlanır. (Heubeck, Wilkinson & Cologon, 1998). Yani, ödüle veya cezaya duyarlılığın
yüksekliği kişiyi nörotikleştiren temel unsurdur ve psikopatolojiyle bağlantılıdır. Bir başka deyişle, PDT’deki kişiliğin “dürtüsellik” ve “anksiyete” boyutları, Eysenck’in
modelindeki içedönüklük-dışadönüklük ve nörotisizm boyutlarının kombinasyonlarıdır. Teorinin revize edilmiş halinde, korku ve anksiyete birbirinden ayrılmıştır. DİS
anksiyete, DDKS (Dövüş-Don-Kaç Sistemi) korku ile panik ve DAS yine dürtüsellikle
karakterizedir. Özetle, (a) cezaya duyarlılık DDKS ve DİS ile (b) ödüle duyarlılık DAS
ile ilişkilidir. Bu sistemlerden DKDS (orijinal teoride DKS) teorinin önceki halinde
dışadönüklük ve nörotisizm boyutlarının dışında ve psikotisizmle ilgiliyken, şimdi
içedönüklük-nörotisizm boyutunda yer almaktadır. Diğer iki s