Tıbbi sosyal hizmet
Künye
Şengül, H., &; Bulut, A. (2023). Tıbbi sosyal hizmet. In Disiplinlerarası sosyal hizmet: Holistik perspektif (pp. 95–125). essay, Nobel Bilimsel Eserler.Özet
Sağlık, bir kişinin refahının önemli bir parçasıdır ve insanların yaşamları
boyunca önem verdikleri bir kavram olmuştur. İnsanlar sağlıklarını korumak için
uğraş vermekte ve hastalandıkları zamanda eski sağlıklarına geri kavuşmak için
tedavi yollarını aramaktadırlar. Sağlığın tanımı ve sağlığa bakış açısı tarihsel süreç
içinde birçok değişikliğe uğramıştır. Uzun yıllar boyunca sağlığın fiziksel yönü
üzerinden yapılan tanımlar, Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılmış olan ve sağlığın
sadece fiziksel sağlık olmadığı aynı zamanda psikolojik ve sosyal sağlığın da bu tanım
içinde yer aldığı belirtilmesi ile genişletilmiştir. Bu tanım sağlık hizmetlerinin sosyal
yönüne de dikkat çekmiş, tedavi hizmetlerinin verildiği hastanelerde, hastaların
sadece fiziksel bakıma değil, sosyal desteğe de ihtiyaç duyacağı gerçeğini açığa
çıkarmıştır. Türkiye’de ilk kez 1967 yılında sağlık hizmetlerinde sosyal hizmet ya da
tıbbi sosyal hizmet uygulamaları başlamış olsa dahi dünyada bu hizmet yüz yılı aşkın
bir süredir verilmekte ve sosyal hizmet uzmanları için en geniş uygulama alanlarından
biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Uzun yıllar boyunca, hastanede yatan hastalara hekimler ve hemşireler
tarafından verilmeye çalışılan sosyal desteğin aslında bu iş için profesyonel eğitim
almış kişiler tarafından verilmesi gerektiği söylenmeye başlanmış ve “tıbbi sosyal
hizmet” kavramı ayrı bir disiplin hâline gelmiştir. Tüm dünyada, ortalama yaşam
süresinin uzaması, yaşlanan nüfustaki demografik değişiklikler ve buna bağlı olarak
kronik hastalık oranlarındaki artış hastaneye yatışları artmasına neden olmuştur. Bu
durum hekimlerin iş yükünü oldukça arttırmış, hekimler artık hastaların sosyal
şartları, çevreleri, gelirleri, kişilikleri ve inançları üzerinde duramamış, bu işi tıbbi
sosyal hizmet uzmanlarına bırakmışlardır. Tıbbi sosyal hizmet uzmanları hastayla ve
hastanın ailesi ile yaptığı kişisel görüşmelerle onların sosyal ve kişisel durumları
hakkında bilgi edinip bu bilgileri hastanın hekimi ile paylaşmaya başlamışlardır. Bu
bilgiler teşhis ve tedavinin yönetilmesinde hekime faydalı olacak bilgilerdir. Bu durum
hastanelerde verilecek olan tıbbi sosyal hizmetin önemini artırmıştır. Aynı zamanda hastane sosyal hizmet uzmanları için de çok ciddi zorluklar ve giderek artan bir iş
yükü yaratmıştır. Bu tarihsel alt yapıya rağmen tıbbi sosyal hizmetin kapasitesinin ne
olduğu, varlığının ya da yokluğunun getireceği maliyetlerin neler olduğu konusunda
net bilgiler yoktur ve belki de önemi yeterince anlaşılamamıştır. Sonuç olarak sağlık
hizmet sunumunda, insanların biyopsikosoyal varlıklar olduğu unutulmadan bir
yapılanmaya gidilmesi ve tıbbi sosyal hizmete bu yapılanma içerisinde yer verilmesi
gerekmektedir. Tıbbi sosyal hizmetin, verilen sağlık hizmetlerinin tamamlayıcısı ve
destekleyicisi olduğu unutulmamalıdır.