Türkiye'de Okul Öncesi Eğitimin Tarihsel Gelişimi ve Mevcut Durumu

Göster/Aç
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2024Tür
bookPartÜst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’nin eğitim tarihine bakıldığında okul öncesi dönem çocuklarının
küçük yaşlardan itibaren eğitsel imkanlara sahip olduğu söylenebilir. Osmanlı klasik eğitim
anlayışında bireysel farklılıklar ön planda tutulmuş, öğrenme hızı ve ihtiyaçlara göre bir öğrenme
süreci öngörülmüştür. Niteliği itibarıyla akademik becerilerden çok davranış odaklı bir eğitim kademesi
olan okul öncesi eğitimde çocuklar, formal eğitime başlamadan önce ailelerinin gözetiminde
yetiştirilmiştir. Yaygınlığı net olarak bilinmese de 4 yaş 4 ay 4 günlük çocukların kendi mahallelerinde
bulunan okullara “bed-i besmele” denen onore ve motive edici mütevazı bir törenle
başladıkları aktarılmıştır (Kara, 2012). Bu okullarda Türkçe, matematik, sosyal bilgiler, dini bilgiler
ve müzik derslerinde temel bilgi ve beceriler kazandırılmıştır. 1870’lerden itibaren dünyadaki gelişimine
paralel olarak okul öncesi eğitim ile ilgili teori ve uygulamalar kısa zaman içinde iktibas
edilerek özgün bir model oluşturulmaya çalışılmıştır. Osmanlı topraklarında yaşayan gayrimüslim
girişimciler ve yabancı sivil toplum kuruluşları aracılığıyla ilk örneklerine rastlanan modern okul
öncesi eğitim uygulamalarının temelinin Frobel ve Montessori yaklaşımları olduğu söylenebilir.
Cumhuriyet kurulmadan önceki 10 yıllık süreçte devletin diğer eğitim kademelerinde büyük eksiklikler
olmasına rağmen okul öncesi eğitimle ilgili yasal düzenlemeler ve okul öncesi eğitim
programı hazırladığı, bağımsız okul öncesi eğitim kurumlarıyla ilkokullar bünyesinde anasınıfları
açtığı görülmüştür (Bardak, 2019).
Bu kısımda Osmanlı’dan devralınan mirasın bugüne aktarılma sürecinde okul öncesi eğitimi etkileyen
önemli olaylar ve yasal düzenlemeler, öğretmen yetiştirmeyle ilgili durum, programlar ve
güncellemeleri, yaygınlaştırma ve okullaşma çalışmaları ele alınmıştır.